HOŞGELDİNİZ

Uzun bir yolculuktur edebiyat... Başladığı ve bittiği yer arasında bir ömürdür kat edilen. Soluklanırsınız satır aralarında, bazen başlarsınız yeniden, bazen bitirirsiniz. Benim bu yolculukta ki düşüm yürekler biriktirmekti. Hoşgeldiniz!.

Talân Ayşe Kanca

6 Ağustos 2010 Cuma

Ceryanda Kalmışsa Ruhun



Bir pencerenin ardından hayatı izlemek... Geniş bir pervaza dayalıyken aklın, sen ait olmadığın bir dünyanın içinde ama dışındasındır. Sözcüklerin sana anlattıklarıyla, senin başkalarına anlattıkların eşdeğer değildir, her kelime beyninde yankılanır âdeta. Duyulması mümkün olmayan frekanslardadır sesin, kendinden cevap beklemek pekte akıl kârı değildir .

Cereyanda kalmıştır ruhun. Günü başlatıp geceyi bitirdiğini hatırlarsın da, arada neler yaptığını bir türlü fark edemezsin. Gelip geçen sokak sakinleri, atılmış çöpler, ziyadesiyle rahatsız yüzler vardır hatırında; bir o yana bir bu yana koşuşturan. Evvel yaşadıkların ‘ağır’, bugün yaşadıkların ‘hafif’, yarın yaşayacakların ‘belirsiz’ gelir, ama her şeye rağmen bakmaya devam edersin pencereden dışarıya. Çocukların şen kahkahaları böler huzursuzluklarını, aceleyle yetişmen gereken bir yer var sanırsın. Gene o bildik yüzler dolaşır aklında, aşina olmak hayata yine ve yeniden sıkar seni.

Sanırsın ki;yaşamak ele avuca sığmaz, küfürbaz, lanet bir şeydir...

Sanırsın ki; unutmak kötüdür, insan yalnızdır, sevgi tutarsızdır...

Sanırsın ki, aşk; yalanların bol baharatlarla sunulmuş halidir.

Oysa ‘hiçbiri değildir’ demek için, hayatta bir kez ‘ölmek’ lazım gelir! O zaman anlarsın ki;pencerede oturmak bile güzeldir, bir karış toprakta yatmaktan! Akıl okumadıkça büyümez, öfke unutmadıkça dinmez... Bir bardak suya hasret olmak ne demekmiş, bir lokma ekmek için neler yapılırmış, yüzünü aynada görebilmek ne büyük saadetmiş...

O zaman anlarsın ki; ki eski kazağınla da mutlu olabilirsin. Bir eksik söylesen hiçbir şey kaybetmezsin, düşünsen, düşündüğün için yargılanmazsın. Saçların dökülmüşse bu dünyanın sonu değildir, ojen bitmişse yenisi alınır, kahvaltıda zeytin yoksa reçel yenilir.. İncir çekirdeğini doldurmayan şeyler, hakikaten kâile alınmamalıdır, anlarsın! Büyük kötülükler büyük yalnızlıkları doğurur, büyük iyiliklerse küçük öfkeleri öldürür.

Bir fincan kahve için neler vermez insan, neler vermez bir düşün! Bir düşün,yarın sabah yoksun! Yarım kalmış işlerin kimsenin umurunda değil,bitmemiş sigara paketin öylece duruyor, ayakkabıların cilalanacak, gömleğin ütülenecek, araba taksitin ödenecek... Bir düşün yarın yoksun!

Kıt kanaat geçinmek, uyuklamak, üşümek yok. Aşk yok, anlamak yok... Planlamaya değer hiçbir şeyin yok, sen yoksun! Komşular kavga etmiyor, buhranlar gelip geçici, miras kavgaları, küslükler, çıkar çatışmaları birer hayal.Yalnızlık çekmiyorsun, dalga geçilmiyorsun, ama yaşamıyorsun da! Ne içkici kocanla uğraşmak zorundasın, ne tembel bulduğun çocuklarınla, kaynanan, kayın pederin birer melek, çünkü sen yoksun!
 
Akşam yemeğine ne yapacağın kimseyi ilgilendirmiyor, hele börtü böcek ne yapmış sen hiç ilgilenmiyorsun. Baş ağrın yok, mide bulantın, kaşıntın... Ne kışın yakacak sorunun var, ne yazın giyecek ...

Düşün yarın yoksun!

Elektrikler çok yanmış, su parası fazla gelmiş, telefon faturan el yakmış hepsi boş ve tüm bunların var olması hâlâ ağır geliyorsa;

Ölüp de dirilmek gibi bir lüksümüz hiç yok!

Talan Ayşe Kanca
Şarkısı Çalınmamış Sevdalar kitabımdan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder