HOŞGELDİNİZ

Uzun bir yolculuktur edebiyat... Başladığı ve bittiği yer arasında bir ömürdür kat edilen. Soluklanırsınız satır aralarında, bazen başlarsınız yeniden, bazen bitirirsiniz. Benim bu yolculukta ki düşüm yürekler biriktirmekti. Hoşgeldiniz!.

Talân Ayşe Kanca

17 Aralık 2010 Cuma






En iyi bildiğim şeyi yapıyorum. Sana yazıyorum.


Koparmadığım bütün çiçeklerin keşkeleriyle yazıyorum sana. Koklayamadığım bütün çiçeklerin kalbimde bıraktıklarıyla... Sana hiç yazılmamış bir yerden yazıyorum.

Orası öyle bir yer ki, gözlerimde bulursun, saçlarımda , ayak parmaklarımda ... Orası öyle bir yer ki, sana seslenmek için burada olmalıyım. Sen duymak için nerede olursan ol... Bitirmek için çıktığım yollardan biri değildin sen ve ben bitmesin diye gözünü baktım onca zaman. Gözlerinde bulmayı istediklerim var sevgili, bulmayı düşlediklerim, düşlemekten korktuklarım...

Sana ait olmayı dilediğim yerden yazıyorum. Burada olmak da, buraya sığmakta kolay değil. Bir yer var birlikte olmak için can attığımız. Birilerine rağmen yaşamayı düşlediğimiz. Dünyayı yok bildiğimiz...

Bir yer var, orası bize ait olacak bir gün. Yüreği deryalar kadar büyük adam, bir gün; orada sadece ikimiz, hiç yaşanmamış bir masalın iki kahramanı, üzerimizdekileri çıkarıp attığımızda, içimdekilerle kalacağız. İçimizdekiler daha önce hiç görülmedi, içimizdekiler öylesine mahcup, öylesine utangaç... Orada çıplaklığımız en giyinik halimiz.


Bir parça umut bırakacağız hep olmak istediğimiz o yere. Sen sıyırıp atacaksın birikmişlerini... Ben bu son deyip sarılacağım daha önce kimseye sarılmamış gibi. Sen sevgili, korkma; seni alıp götürmek değil niyetim. Belki bir parçanı o kadar... Kalanlarınla uzun bir ömür var önünde yaşamak için. Biliyorum böyle yaşamak azaptır diyeceksin. Deme!. Dudaklarına değdirdim bak elimi. Parmak uçlarımı hisset, sana akıp gelen küçük yokluklar var, büyümüş yarınlar, sancılar... Seni kendime sakladım sevgili, öyle başkalarına verecek kadar geniş değil yüreğim. Seni alıp gidecek olanın alnını karışlarım.

Sen sevgili... İnanmıyorsun, inanmayı bilmiyorsun. Sanıyorsun ki; iki yabancıdan ötesi değiliz biz. Sanma, bak elim ellerine tutunmuş, yüreğim bostan korkuluğu değildir, yüreğine vurulmuş.



Sen sevgili...

Bırak yanımızdan geçip gitsin dünya ve sen gel sarıl bana, öyle sıkı sarıl ki , içimde kaldığını hissetsin tenim, seni arayanlar bulamasın bir daha. Desinler ki; bir zamanlar bir adam vardı ve o adam bir kadını sevdi!.







16 Aralık 2010 Perşembe


Ve sen koca çınar, gölgende soluklandı diye babam seni kendimden mi saymalıyım? Annemin ilk sırdaşı sensin diye, sana mı anlatmalıyım saklımdakileri ve sen dimdik durdun diye, bende mi hayata tepeden bakmalıyım? Yeşil gözlerinde sevdamı büyüttüğüm o çocuk gibi, sana mı yazmalıyım dermansız dertlerimi ve geçip giderken kışlar, dönüp dururken bahar başucunda, sırra kadem basan aşkıma şahit seni mi tutmalıyım? Söyle, köklerinde yazılı duran sırrın ne; ki bende tükendiğimde kırk yılın üzerine; her imkansız günün ertesi dal verip umuda yasladığım başımla yeniden kavuşayım yüreğime.

Talan Ayeş Kanca

10 Aralık 2010 Cuma

Sarı Sancılar



Sarı sancılar vurdu bu güzde,
yine dökülmekte umut dallardan,
yine yerle yeksan olmuş gençliğim,
titremeye yüz tutmuşum yeniden.

Yine kevgire dönmüşüm,
yine sevmişim,
yine unutmak düşmüş eteklerime.

Yine sarı sancılar vurdu bu güzde,
çıkarıp atılmış kanayan yerlerim.
Yaralarım sarılmış,
dikiş tutmamış etlerim.

Talan Ayşe Kanca

Göçebe Yüreğimin Oba Çadırı

 
 
Kömür karası gözlerine yazılan ben, nutku tutuk usumdan geçip gelen sen; seni nerelerde saklamıştım bunca zaman? Göçebe yüreğimin oba çadırı, teninden geçmektense ruhuna değmeyi yeğlerim. Tenindekini unuturum, ruhundakini asla!. 
 
 Talan Ayşe Kanca

Yine Dökülmekte Umut Dallardan




Sarı sancılar vurdu bu güzde,
yine dökülmekte umut dallardan,
yine yerle yeksan olmuş gençliğim,
titremeye yüz tutmuşum yeniden.

Yine kevgire dönmüşüm,
yine sevmişim,
yine unutmak düşmüş eteklerime.

Yine sarı sancılar vurdu bu güzde,
çıkarıp atılmış kanayan yerlerim.
Yaralarım sarılmış,
dikiş tutmamış etlerim.. . 

Talan Ayşe Kanca



Kömür karası gözlerine yazılan ben, nutku tutuk usumdan geçip gelen sen; seni nerelerde saklamıştım bunca zaman? Göçebe yüreğimin oba çadırı, teninden geçmektense ruhuna değmeyi yeğlerim. Tenindekini unuturum, ruhundakini asla!.  

Talan Ayşe Kanca